1971 yılında Sultanhamam’da beraber çalıştığı akrabalarından ayrılarak , yeni bir vizyonla kendi işini kurmak üzere yola çıkmasıyla 50 yıldır devam eden serüveni başlar Aykut Hamzagil’in .

Sultanhamam da 12 m2‘lik bir mağaza tutar, mağazanın ufak olması , firmanın çok yeni olması gibi tüm olumsuz eleştirilere kulak tıkayarak o yaptığı işe inanmayı seçer ve HAMZAGİL firmasının ilk adımını atar .

Giysilik emprime satılan dükkana hemen kendine özgü tarzını yansıtarak zeminde hayli iddialı bir renk olan kırmızı kullanır , lacivert rengi boyanan duvarlara beyaz mobilyalar kullanılır . O dönem için zamanın ötesinde , özgün denebilecek bir dekorasyon anlayışına sahip olan mağazaya kısa zamanda bir çok modelist , stilist ve mankenler akın etmeye başlar .

‘ Daha once belki de hiç hayatlarında Sultanhamam’a uğramamış bir müşteri kitlesiydi bana gelen ‘

Kısa zamanda giyim sektörünün büyük tekstil gruplarına kumaş satar hale gelir ve 2 ay gibi çok kısa bir sürede 1 senelik hedefini tutturarak tüm konfeksiyon piyasasına adını ve markasını duyurmayı başarmıştır .

‘ Eğer siz farklı birşey denemeye cesaret ederseniz ve bu işi de iyi yaparsanız , müşteriyi çekmenize gerek kalmaz , o zaten gelir , sizi bulur ‘

‘Farklı ne yapabilirim ?’

Bir kaç sene geçmeden yine tüm tenkitlerine rağmen o zaman için kumaş piyasasına uygun olmayan bir adres olan Osmanbey Abide-i Hürriyet Caddesi No:13’e taşınır .

Giysilik emprime kumaşın yanında döşemelik kumaş satmaya başlaması oğlu Ahmet Nuri’nin doğumuyla birlikte, evinin dekorasyonunu yenilemek istemesiyle başlar . Tüm dünyada tekstil alanında bir sadeleşme akımının oluştuğunu fark eder etmez kendi yaşam alanı için de açık renkli kumaşlara yönelmiş. Ancak aradığı beyaz döşemelikleri piyasada bulamaz. Bunun üzerine Bursa’daki tekstil kumaş üreticilerine beyaz döşemelik talebini dile getirir ancak böyle bir kumaşı dokumanın mümkün olmadığını, çünkü kimsenin bu tarz bir tekstili asla tercih etmeyeceği söylenir kendisine . Bunun üzerine evi için ihtiyacı olan 30 metrelik kumaş için 300 metre dokutmak zorunda kalır ve evinde kullandığı miktarın kalanını mağazaya koyar .

“Dükkana gelen tüm kadınlar bu döşemeliği Avrupa’da ya da Amerika’da gördüklerini söylüyorlar ve hemen evleri için de sipariş veriyorlardı. ‘

2 yıl içinde, piyasada adeta bir beyaz döşemelik çılgınlığı alıp başını gider ve böylece kendi adını taşıyan yeni firması AYKUT HAMZAGİL ile ev tekstili piyasasına girmiş olur .

1984 yılında ikinci oğlu Ali’nin dünyaya gelmesiyle birlikte yine piyasada istediği şeyi bulamaması üzerine kombin kumaş ve çocuk odaları için kumaşlar üretmeye başlar. Işinin kumaş satmak olmasına rağmen kumaştan fazlasını sunabilmek için her koleksiyonun bir hikayesi olması gerektiğine inanır , müşterisine sadece kumaş ve tekstil ürünleri ya da aksesuarları değil aynı zamanda kimliği olan bir hayat biçimini sunmaya karar verir .

‘ Biz modayı değil stilimizi sunuyoruz müşterimize , onları mağazamızda değil , bizim dünyamızda ağırlıyoruz . Moda geçicidir ancak stil ise edinilmesi zordur ve kalıcıdır . ‘

‘ Yeni yapmak demek eskiyi yıkmak demek değildir , Eskiyi ele alıp ona yeni bir kullanım ve çağdaş bir görünüm kazandırmaktır asıl değerli olan.’

Aykut Hamzagil ‘in dünyasına hoşgeldiniz